CHP İstanbul İl Kongresi’nde sayım sona erdi… Değişim kazandı… Kılıçdaroğlu kaybetti
CHP İstanbul İl Başkanı’nın ve 196 kurultay delegesinin belirleneceği 38. Olağan İstanbul İl Kongresi 08.00 itibarıyla başladı. Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen kongrede, CHP Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik ve eski CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, İl Başkanlığı için yarışacak.
Değişim isteyenlerin adayı Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik ve genel merkezin desteklediği eski İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat arasında gerçekleşecek il başkanlığı yarışı için iki taraf da iddialı olduklarını ifade ediyor. Kongrede seçilen aday, CHP’lilerin kiminle yola devam etmek istediğinin göstergesi olacak.
Kongrenin yapıldığı salona Türk bayrakları, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP İstanbul İl Başkanlığına aday olan Cemal Canpolat ve Özgür Çelik’in fotoğrafları asıldı.
Canpolat’ın, Kılıçdaroğlu ile çektirdiği fotoğrafının bulunduğu afişlerde “Asla yalnız yürümeyeceksin”, “Örgütte liyakat Cemal Canpolat”, “İstanbul’un birleştirici gücü” ile “Umut ve cesaret” ifadeleri yer alıyor.
Diğer aday Çelik’in afişlerinde ise “İstanbul için hep birlikte başaracağız” ile “İstanbul için biz varız” yazıldığı görülüyor.
Salonda zaman zaman “Halkın gururu Kılıçdaroğlu”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları atıldı.
600’den fazla il delegesinin oy kullanmasının beklenildiği kongre akşam saatlerine kadar sürecek.
CHP İstanbul ilçe kongreleri geçen ay tamamlanmış; 39 ilçeden 14’üne yeni ilçe başkanları seçilmişti. Haliç Kongre Merkezi’nde sabah saatlerinden itibaren partililerin ve görevlilerin hazırlık yaptığı görüldü.
Odatv kongreden gelişmeleri aktarıyor.
KILIÇDAROĞLU VE ÖZEL KATILMIYOR
İstanbul İl Başkanı’nın seçileceği kongreye CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Meclis Grup Başkanı, Genel Başkan Adayı Özgür Özel’in katılmadı.
Edinilen bilgiye göre, Canpolat’ı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra siyasi yasaklı hale geldiği için görevini bırakan İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da destekliyor. Başta CHP Grup Başkanı Özgür Özel olmak üzere İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve parti yönetiminin değişmesi gerektiğini bildirenler ise Bahçelievler İl Başkanı Çelik’in yanında yer alıyor. Çelik’e, büyük kurultayda Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini kaydeden Erdoğan Toprak da destek veriyor.
İlçe başkanlarının çoğunluğunun katılımı ile adaylığını açıklayan Çelik, bu ilçelerin tamamının desteğini aldığını bildiriyor.
Geçen ay tamamlanan İstanbul ilçe kongrelerinde 39 ilçeden 14’üne yeni ilçe başkanları seçilirken bu kongrelerde belirlenen il delegelerinin ortak hareket etmeyebilecekleri öğrenildi. Delegelerden bir bölümünün hangi adayı destekleyeceği konusunda son kararını henüz vermediği kaydedildi.
İSTANBUL’DA DEĞİŞİM RÜZGARI
Değişimin öncüsü olan Ekrem İmamoğlu, İstanbul seçimleri için: “Adayı İstanbul ilçe başkanları belirlesin biz de destekleyelim” demişti. İstanbul delegasyon seçimleri sonrası değişim tarafı 345 delege ile yenilik destekçilerine fark attı.
Siyasi yasaklı olması sebebiyle il başkanlığı görevine devam edemeyeceği bilinen Canan Kaftancıoğlu ve genel merkezi destekleyen delegelerin kalesi sayılan ilçelerde değişim yaşandı.
Seçimlerde 600 delegenin 345’ini Ekrem İmamoğlu’nun öncülüğündeki değişim hareketi kazandı.
İstanbul’da; Kadıköy, Üsküdar, Küçükçekmece, Pendik, Bağcılar gibi büyük ilçelerde değişimciler genel merkezci adayları geride bıraktı.
CANAN KAFTANCIOĞLU YUHALANDI
CHP İstanbul İl Başkanı ve aynı zamanda kurultay adayı Canan Kaftancıoğlu salona girdiği esnada bir grup pankart açarak yuhaladı. Slogan atan kişilerin tuttuğu pankartta “Kayyumcu yönetim İstanbul’dan gidecek. Özgür ve adaletli bir yönetim gelecek” yazdığı görüldü.
Öte yandan Canan Kaftancıoğlu konuşmak üzere kürsüye çıktığı sırada “Mustafa Kemal’in askerleriyiz sloganları atıldı.
EKREM İMAMOĞLU SALONA GİRDİ
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu salona girdiği sırada kurultaya katılanların, İmamoğlu’nu alkışlarla karşıladığı gözlemlendi.
KAFTANCIOĞLU: “SİZE SON KEZ SESLENİYORUM”
Kaftancıoğlu’nun açıklamasında satırbaşları şöyle:
“Kıymetli dostlarım, yol arkadaşlarım, yaklaşık 6 yıldır sürdürdüğüm il başkanı olarak bu kürsüden son kez sesleneceğim size ve son kez karşınızdayım.
Kaç gündür yazıyorlar çiziyorlar, dün Ankara’da bir kurultay oldu. Ankara’daki kurultayda bir tek adam çıktı bir şeyler söyledi, ne söylediğinin bir önemi yok çünkü söylediklerini yapmıyor, ama bir şeye dikkatini çekmek için o kurultaya atıf yapıyorum, karşı düşünce yok, müzakere yok, ortaklaşma yok, tek adam çıktı listesini verdi, geçti, bunun adı da demokrasi oldu.
‘MEMLEKETİ ZATEN TEK SES BU HALE GETİRDİ’
Şimdi İstanbul’a gelelim. İstanbul il örgütünün kongresi başlıyor, İstanbul örgütü olarak nasıl bir örgüt var, fikri var, adaylarımız var, adaylar arasında kıymetli bir yarış var ve İstanbul örgütü sadece ve sadece kongre zamanlarında değil, İstanbul örgütü özgür, özgün ve hür iradesiyle bugün demokratik yarışını gerçekleştirecek. Tek adamların kurultaylarına şuradaki alkışlarınız selam olsun. Eğer diyorlar ya CHP kongrelerinde ses var çok ses var. Bu memleketi zaten tek ses bu hale getirdi, tek adam!
Değerli dostlarım, sizden bir şey isteyeceğim, İstanbul örgütü bugün bir kez daha farkını gösterecek, nasıl biliyor musunuz? Demokrasi mücadelesinde aramızda genel başkan adaylarımız var, aramızda il başkan adaylarımız var, İstanbul örgütü farkını saraya ve Ankara’ya şöyle gösterecek; genel başkan adayımız konuşurken de bütün konuşmacılar konuşurken de adaylarımız konuşurken de dinleyecek, alkışlarıyla desek verecek, fikirlerine katılmasa bile. İstanbul öğürü bu farkını gösterecek. Bütün konuşmacıları büyük bir dikkatle dinleyeceğiz ki başka yerlerde olan birtakım nahoş şeyler burada olmaz.
Hep yarını konuşmamız lazım dedik, cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken 21. yüzyılda karşı karşıya olduğumuz sorunlar çok karışık, sınırları aşan ama aynı zamanda birbirleriyle de bağlantılı sorunlar bunlar. Bugün ekonomik ve sosyal eşitliksizlikler, iklim değişikliğini, kanıksanmış yoksulluğu, ayrımcılığı, ırkçılığı ve yükselen, meşru olmayan saraydakini tartışıyor olmak zorundayız. Bizim artık kutsallaştırılan durumlar yerine içi boşaltılan devlet kurumları yerine sorumlu birey sorumlu devleti beraber oluşturmamız lazım. Bizim hep beraber CHP’nin kurumsal kimliği il, demokraside son kalan kale olan partimizle birlikte bu ülkeye demokrasiyi getirerek cumhuriyetimizin ikinci yüzyılla taçlandırmış olmamız lazım. Bunu sizler sayesinde yapacağız.”
KILIÇDAROĞLU’NA TEŞEKKÜR EDİYORUM
İkinci teşekkürüm, dönüştürücü siyaset, sahici ve samimi siyaseti toplumda yerleştirmek için her türlü eleştirimi, tahmin ediyorum en sert ve en ve yüzüne karşı yapmama rağmen ‘Siyasette kadınlar da olmalı’ deyip eleştirileri büyük bir olgunlukla karşılayan ve kadınların da siyasette var olmasının bu şekilde önünü açtığına inandığım Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkür ediyorum. Kendisine yaptığım eleştirileri, yarısını birisine yapsam herhalde düşman olurdu. Son teşekkürüm, çocukluğunu bensiz geçiren annemin başına bugün ne gelecek kaygısını yaşayan ama bir gün bile hissettirmeyen ve ona aynı zamanda annelik yapan, maddi ve manevi olarak her zaman yanımda duran sevgili kızıma ve sevgili eşime teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.”
İMAMOĞLU SLOGANLARLA KÜRSÜYE ÇIKTI
Kongrede İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu da kürsüye çıktı. Salondakilerin “Her şey çok güzel olacak” sloganlarıyla konuşmasına başlayan İmamoğlu, iki adaya da başarı dileklerini sundu.
“2019 seçimleri, Türkiye demokratlarının ortak başarısıdır” diyen İmamoğlu, CHP’nin devletin ya da piyasanın değil, halkın partisi olduğuna vurgu yaptı.
CHP İstanbul İl Kongresi’nde konuşan Ekrem İmamoğlu’nun konuşması sık sık “Gençlik seninle durma ilerle” sloganlarıyla kesildi.
İmamoğlu konuşmada şu mesajları verdi:
“Hepiniz hoş geldiniz. İstanbul il kongremiz hepimize hayırlı ve uğurlu olsun. Temmuz başında mahallelerde başlayan ardından ilçelerde devam eden kongrelerimiz, İstanbul çapında bugün itibarıyla tamamlanıyor ve sonuçlanıyor. Bu süreçte her bir mahallede, her ilçede emek sarf eden üyelerimize her kademede seçilen delegelerimize ve bu kongreye katılarak partimizin geleceğini şekillendirmek için sorumluluk alan her birinize içtenlikle teşekkür ediyorum, emeklerinize sağlık. Sevgi, saygı ve selamlarımı sunuyorum.
İstanbul il başkanlığı için yarışan Sayın Cemal Canpolat ve Sayın Özgür Çelik’e başarılar diliyorum. Değerli dava arkadaşlarım, her birimiz çok önemli günlerden geçiyoruz. 9 Eylül 2023 partimizin tam 100’üncü yaşını kutladık, 6 Ekim 2023 şehrimizin düşman işgalinden kurtuluşunun 100’üncü yılını kutladık. Birileri b u millete yıllarca bu günlerin önemini unutturmak istedi. Düşünün bu aziz şehrin tam 5 yıl boyunca işgal altında kaldığını söyledi. İşte bu milletin istiklal mücadelesini küçümseyen bu akıl milletin ayağa kalkışını, istiklal mücadelesini, özgürlük mücadelesini yok saymaya çalışmışlardır. Bundan 100 yıl önce Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının kararlı duruşu sonrası İstanbul işgalden kurtarılmıştır. Bu kurtuluşu bize sağlayan başta M. Kemal ve silah arkadaşlarını, dedelerimizi ve ninelerimizi minnetle yad ediyorum.”
“SİVİLLERİN HEDEF ALINMASI BİZİ ÇOK DERİNDEN ÜZDÜ”
İmamoğlu yaptığı konuşmada İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalara değindi.
İmamoğlu şöyle dedi:
“Filistin sorununun ne kadar derin ve karmaşık olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu çatışmada sivillerin hedef alınması bizi çok derinden üzdü. Hangi taraftan gelirse gelsin sivillere karşı saldırılar kabul edilemez. En yakın zamanda diyalog yoluyla kalıcı ve adil bir çözümün bulunması için hep birlikte çalışalım. İnsanlığın en eski yerleşim alanlarından birisi olan bu coğrafyadaki bu çatışmanın son bulması, bütün dünyanın sorumluluğudur. Bu konuda bizler de bu sorumlulukta en üst seviyede görev almaya hazır bir milletiz.”
“İSTANBUL’UN KADERİ TÜRKİYE’NİN KADERİDİR”
“İstanbul’un kaderi Türkiye’mizin kaderidir. 2019 seçimleri Türkiye demokratlarının ortak başarısıdır. Geride bıraktığımız 4,5 yıl boyunca hukuk dışı engellemeleri yaşadık. Bunların hiçbiri bizi yıldırmadı. Bizim partimizin acı Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Cumhuriyet ve halk kelimeleri aslında iç içedir. O yüzden partimiz devletin ya da piyasanın değil en başta halkın partisi olma iddiasındadır. Halkçılık ilkesi buradan gelir.
Eğer öyleyse bir belediye başkanının halkçılığını ve sosyal demokratlığının sınanacağı alanlar bellidir. Belediyemiz İstanbul tarihinin ilk öğrenci yurtlarını ilk kreşlerini açmak işte tam da kamucu halkçı, sosyal demokratik bir belediyecilik değil midir;? Hep birlikte hatırlayalım; bu şehri devraldığımızda koca istanbul büyükşehir belediyesinin tek bir öğrenci için dahi yatağı yoktu. Bugün 14 tane yurdumuz var, bunlarda 5 bin üniversite öğrencisi var. Adil bir şekilde anadolunun Trakya’nın vatandaşlarımızın evlatları geliyor o öğrenci yurtlarında emin ellerde Türkiye’nin geleceği için okuyorlar.
BİLAL ERDOĞAN’A GÖNDERME
“Birisinin çocukları bizden şikâyetçi olmaya başladı yerel seçim yaklaşırken. niye? Ailelerin vakıflarına teslim edilecek yurtlar artık teslim edilmiyor, hani geçen dedim ya işine git diyeceğim ama işi gücü olmayan evlatları, keşke işi gücü olsaydı. keşke politikanın siyasetin mecrasından beslenen insanlar olmasaydı. Siyaset aile mesleği değildir, aile mesleği haline getiren bu anlayışa hep birlikte son evreceğiz. Kreş sayımız sıfırdı, bugün itibariyle 75’i tamamladık. Hızla 150 sayısına koşuyoruz. Yani hiç durmadan yolumuza devam ediyoruz. Düşünün 4.5 yılda 5 bin öğrenciye yurt yağan anlayış bu şehirde 25 yılda iktidar olsa neler yapar neler.”
“İKİ METROBÜSTEN BİRİNİ YENİLEDİK”
“Düşünün 25 yılımız bu anlayışla geçse milyonlarca gencimize burs versek kötü mü olur? İyi olur iyi. Yenisini açtığımız halk ekmek fabrikasında kullanılan buğdayın tamamını İstanbulun buğday üreticilerinden almak, İstanbul’un süt üreticilerinden alarak 23 milyon sütü İstanbul’un bebelerine dağıtmak… Geçen MEB’e bağlı BİR kreşe gittim, çocuklara sordum büyükşehir belediye başkanıyım dedim, ne yapar deyince biri elini kaldırdı ‘süt getirir’ dedi. hayatımın en büyük ödülü. İşte kent lokantaları açtık, milyonlarca insanımız kent hayatında mağdur olan bir lokantaya gidip öğle yemeğini yiyemeyen öğrencisi işçisi emekçisi kent hayatına bu kent lokantaları insandan yana kamucu bir müdahale yapmış olmuyor muyuz?
Bugüne kadar kent lokantalarında 1 yılı aşkın sürede oradan bir öğün yemek yiyen insan sayısı milyonları aştı. işte halkçı belediyecilik böyle yapılır. Biz görece gelir gelmez İstanbul’da binlerce özel halk otobüsünü bünyemize kattık, risk aldık. Orada insanların emekleriyle ilgili sorunlarını ortadan kaldırdıki Adalar’daki fayton sorununu yıllarca konuştular, biz bir kişinin burnu kanamadan uzlaşarak bünyemize aldık. Şu anda iki metrobüsten birisini bütün kredilerimizin onaylanmamasına rağmen israftan ve bir avuç insanın zenginleşmesinden kopararak iki metrobüsten birini yeniledik.”
“TÜRKİYE TARİHİNDE ALEVİ DEDELERİNİ İLK BİZ GÖREVLENDİRDİK”
“Taksi sorununu çözmek için geliştirdiğimiz belediyenin piyasa üzerindeki ekinliğini artırmayı amaçlayan bu yöntem iktidar tarafından neden engelleniyor? Çünkü bir avuç insanın çıkarına işleyen başıboş bir piyasa orası. kamucu ve halkçı bir düzenleme getirmeye çalışıyoruz da ondan. İşte halkçılık ve sosyal demokrat belediyecilik budur. Biz zor durumdaki bakkalları halk bakkal olarak organize ediyoruz. Nakit yardımında bulunduğumuz insanlarımız oralardan alışveriş yapsın istiyoruz. bu yaptığımız iş aynı zamanda halk ekmek ve desteklediğimiz üreticilerin ürünlerinin de orada satılmasına ortam yaratmış oluyor. Bizden öcneki yönetimin imara açmak için fırsat kolladığı tarihi Haliç tersanesini yeniden işler ve kâr elde eder hale biz getirdik.
İBB olarak biz neredeyse yarım asır sonra kendi gemilerini yapan hatta kendi gemilerini tamir eden hatta başka gemileri de tamir eden kâr elde eden bir işletme haline getirdik. Sizleri 4.5 yıldır uyguladığımız ve adına İstanbul modeli dediğimiz halkçı belediyecilik adına bir örnek daha vereyim; farklı inançtan olan vatandaşlarımızın ne yazık ki sadece bir kısım vatandaşımızın kendi inançlarına göre hazırlık yapılan mezarlıklarımızın yönetim kadrosu içerisine İBB ve Türkiye tarihinde ilk kez imamların yanı sıra alevi dedelerini biz görevlendirdik.”
“MUSLUĞUN YÖNÜNÜ HALKIMIZA DÖNDÜRDÜK”
“İBB tarihinde kadın yönetici ve çalışan istihdamı konusunda inanılmaz bir ivme yakaladık. Bakın daha önce ondan fazla meslekte hiç kadın yokken artık İBB’de o meslek dallarında da kadın var. kadın yönetici oranı dönemimizde tam 3 kat büyüdü. Daha önce o masalarda hiç kadın yokken genel sekreterden daire başkanlıklarına kadar birçok kademede ilkler yaşandı ve kadınlar atandı.
Biz iş başına geldiğimiz günden bu yana bu şehirde kimseyi aç bırakmadık açıkta bırakmadık. bir yandan halkçılık bir yandan kamucu projecilik. Kurduğumuz tesislerde İstanbul’un çöpten elektrik üretimini görülmemiş seviyede artırdık. İstanbul’un aynı şekilde farklı branşlarda elektrik üretimi konusunda adımlar attık. Bütün bunları yaparken, bundan önce gelenek haline gelmiş İstanbul’da tek bir kişi ya da kuruma özel parsel bazlı tek bir imar artışını yapmadık yaptırmadık yaptırmayacağız.
Musluğun yönünü halkımıza döndürdük. Çok özet bir rakam vermemiz gerekirse sosyal yardımları bizden önceki dönemin tam 5 katına çıkarttık. Bu şehirde mağduriyetini en çok önemsediğimiz kadınları çocuklarıyla yaşasınlar diye tam 571 bin annemizin cebine anne kartı koyduk. Bu özeni gösteren anlayış CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun halkçı ve sosyal demokratik anlayışıdır. Hiç kimse diyemez ki bu belediyede kayırmacılık var. Mutluyuz.”
“SÖZÜMÜ TUTUYORUM”
“Biz halkçı bir belediyecilik yapıyoruz. Biz göreve geldiğimizde belediyemizde sendikalı çalışan sayısı 17 bindi, 4.5 yılda İBB’de sendikalı çalışan sayısı tam 80 bin. Halkçılık sosyal demokrat olmak icraatla olur, lafla değil. DİSK 43 yıl sonra belediyemizde ilk kez temsil edilir haline gelmiştir. Bugün itibariyle İBB bünyesinde 30’a yakın sendikayla 50ye yakın toplu sözleşme ile yola devam ediyoruz. Belediyemizde çalışma saatlerini kamuda 45 saatten 40 saate düşüren öncü kurum biz olduk. Halkçılık bize Atatürk’ün emanetidir.
Kim olduğuna bakmaksızın vatandaşına bireyi hizmeti odağına koyan istanbul modeliyle ortaya koyduğumuz halkçılık, dünyanın başına bela olan otoriter anlayışlara ve popülizme karşı güçlü bir mücadelenin de ışığı olacak. 16 milyon insanımıza söz vermiştim bu şehrin gelmiş geçmiş en demokrat en başarılı belediye başkanı olacağım demiştim. Gururla söylüyorum ki sözümü tuttum sözümü tutuyorum sözümü tutmaya devam edeceğim.”
“PARTİ İÇİNDE DÜŞMANLAR VARMIŞ GİBİ DAVRANMANIN YERİ YOK”
“Parti olarak elbetteki konuşmamız gerekenler var. Pek çok vatandaşımızın uzunca süredir iktidar olma ve ülkeyi yönetme hevesinden kararlılığından ne yazık ki buna karşılık veremeyen bir parti olarak görülüyoruz. Her birimiz kurucu genel Başkanımız Mustafa Kemal Atatürk’ün her şartta mücadele eden hedefe ulaşmak için sürekli yeni yollar arayan icracı projeci ve tutkulu vatan sevgisini aynı yoğunlukta taşımak aynı enerjiyi sergilemek zorundayız. Bu ülkenin geleceği be bu aziz halkın refahı için içine düştüğümüz bu zor durumlardan bir an önce kurtulmak zorundayız.
Birileri tabii ki birtakım hususlara, muhalefete karşı duruşlar gösterecektir bunlar önemli değil. Bakınız temel değerlerimizi ve en önemli ilkelerimiz savunmak zorundayız. Parti yönetimine olan eleştirileri bir saldırı olarak yorumlamanın asla doğru olmadığını düşünüyorum. Parti içi demokrasiyi bir bölünme ve parçalanma riski olarak göstermenin asla doğru olmadığını düşünüyorum. Parti içinde sanki ötekiler veya düşmanlar varmış gibi davranmanın ve propagandanın yeri asla yoktur partimizde.
“BU MİLLET CHP’NİN İKTİDAR OLMASINI İSTİYOR”
“Bunlar bize yakışan veya fayda sağlayacak şeyler değildir. Bunlar bizim sonuna kadar mücadele edeceğimiz yaklaşımlardır. Birilerini işaret edip düşmanlaştırmaya çalışanlar CHP’nin yüzyıllık mücadelesine kötülük yaparlar. Parti hukukuna uygun, şeffaf bir şekilde partiye üye olmuş görev üstlenmiş ve mücadele etmiş herkese bu partide yer vardır. Kendi iradesi ve gönüllü emeğiyle bu partiye ve bu partinin mücadelesine destek vermek için katılan hiçbir üye ayrıştırıcı tutuma tabii tutulamaz. Bu ülkenin modern özgür demokrat ve müreffeh bir ülke olması için saflarımıza katılan herkese bu partide yer vardır.
Farklılıklara saygı göstererek bir arada yaşama ve çalışma kültürünü önce partimizde sergileyerek halkımıza örnek olmalıyız. Hayatım boyunca defalarca gerçekleştiğini gördüğüm bir sırrı sizinle paylaşmak istiyorum; bu millet Türkiye’yi zenginleştirecek güçlü ve adil bir Türkiye’yi inşa edecek bir seçeneği gördüğünde tereddüt etmeden iktidara taşır. İşte bu millet CHP’nin iktidar olmasını istiyor. Bizlerin görmezden gelmeyeceği ulusal ihtiyaç budur. Bizim en acil ve en önemli görevimiz hep beraber iktidar olma seçeneğini milletimize acilen sunmaktır. CHP’yi güçlendiren ayağa kaldıran devrimci ve halkçı bir parti yapın diyor halk bize.”
“2028’DE CUMHURBAŞKANLIĞINI KAZANIYORUZ”
“Bugün burada partimizi yenilemek için bir aradayız. Biz birilerini dışlayan bir anlayışa asla teslim etmeyen bir partiyiz. İstanbul’u kazanacağız. Birlikte İstanbul ittifakı kuracağız. Bu yolculuğun sonunda millet kazanacak.
CHP’nin her bir üyesi, her bir seçmeni sonuçta milletin kazanacağını bilerek çalışacak. 2024’te yerel seçimlerde İstanbul’da Türkiye çapında yeni bir zafere imza atmaktır. Daha çok belediyeyi kazanacağız. Sonra da, 2028’de Cumhurbaşkanlığı’nı kazanıyoruz. 2029’da daha büyük başarılara imza atıyoruz yerel seçimlerde. Hedefimiz budur. Bu tarihleri zihinlerimize kazıyalım. Ayağımıza taş değmesin, taşları temizleyelim, yolumuz açık olsun, yolumuz iktidar olsun.”
CHP SULTANGAZI İLÇE BAŞKANI KEMAL AVSEREN’E KONUŞMASI SIRASINDA TEPKİ
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kreş açılışında tepki gösterdiği CHP Sultangazi ilçe Başkanı Kemal Avseren’e konuşması sırasında tepki gösterildi, ANKA yayını kesti.
İKİ ADAYDAN SAĞDUYU MESAJI
Gençlerin karşılıklı slogan atmalarının ardından İl Başkanı adayları Özgür Çelik ve Cemal Canpolat sahneye çıkarak gençleri yatıştırdı.
Kongre başlangıcından itibaren bir grup “Her şey çok güzel olacak” ve “İktidar” sloganları atarken bir grup da “Halkın umudu Kılıçdaroğlu” sloganları atmıştı.
CHP İstanbul il kongresinde kavga çıktı. Anons yapılarak sükunet çağrısı yapıldı.
BERHAN ŞİMŞEK’E ‘KAYYUMLAR PARTİDE’ SLOGANI
CHP İl Başkanlığı seçiminde Berhan Şimşek’in konuşmasında Kemal Kılıçdaroğlu’nu savunması ve değişimcileri eleştirimesi üzerine salonun balkon kısmında “Kayyumlar partide” sloganı atıldı. Bu slogan sonrası Şimşek slogan atanlara “Sizi buraya Metin Külünk mü gönderdi” dedi. Bu söz sonrası Şimşek yuhalandı.
SEZGİN TANRIKULU: “BENİ KURTLAR SOFRASINA ATTILAR”
Kongrede söz alan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, isim vermeden Parti Sözcüsü Faik Öztrak’ı hedef aldı. Tanrıkulu, “Beni kurtlar sofrasına atanlardan bu partiyi kurtarmalıyız. CHP’yi AKP’nin çizdiği sınırlar içinde muhalefet yapmaktan, devletin çizdiği sınırlarda muhalefet yapmaktan kurtulmalıyız” ifadelerini kullandı.
CHP’Lİ HASAN EFE UYAR AGROBAY İŞÇİLERİNİ YALNIZ BIRAKAN TUNCAY ÖZKAN’I HEDEF ALDI
CHP’li Hasan Efe Uyar, yaptığı konuşmada isim vermeden İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’ı eleştirdi. Uyar, Agrobay direnişçilerinin çağrısına rağmen desteği göstermeyerek, Özkan’ın, Agrobay Seracılık Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Çetinkaya ile görüşerek desteklerini sunduğu paylaşımına göndermede bulundu. CHP’li Uyar, “Bir işçi direnişi varsa o fabrikanın sahibi, patronu bizim eşimiz dostumuzdur demeyeceğiz. Biz o fabrika bahçelerine gitmeyelim demeyeceğiz. Ve safımız, tavrımız her zaman emekten emekçiden yana olacak” dedi.
CANAN KAFTANCIOĞLU İKİNCİ KEZ KÜRSÜYE ÇIKTI
CHP 38. Olağan İstanbul İl Kongresi, bugün Haliç Kongre Merkezi’nde yapılıyor. Eski CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ile Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik’in yarıştığı kongrede, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu bir kez de delge olarak kürsüye çıktı. İlk konuşmasına başlarken partililer tarafından protesto edilmesine de değinen Kaftancıoğlu, şunları söyledi:
“HİÇ KADIN DELEGE SÖZ ALMAYINCA KADINLAR ADINA KONUŞAYIM DEDİM
Divana sordum, hiç kadın delege söz aldı mı diye. Sevgili kadınlar, söz alın ve konuşun. Bütün kadın yol arkadaşlarım, hiç kadın delege söz almadı deyince ben de birkaç cümle bütün kadınlar adına edeyim dedim. Kadınlar adına edeyim çünkü kadınlar huysuz olabilir. Evet, uyumsuz olabilir ama kadınlar daha net. Öyle ima, siyaset falan bilmiyorlar. Öyle, böyle, şöyle demiyorlar. Madem hiç kadın delege söz almadı, kadınlar adına bu ülkeye aydınlığı nasıl getireceğimizi birazcık konuşalım. Bu arada şunu söyleyeyim. Salonda beni protesto eden bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Demokrasi tam da böyle bir şey. Bunu asla unutmayın ancak henüz arkadaşlarım beni protesto etmeden sosyal medyada ‘Canan Kaftancıoğlu yuhalandı’ diyenler var ya, işte onlara karşı kim olursa olsun hep beraber mücadele edeceğiz. Demokrasi zaten budur; eleştiridir, öz eleştiridir.
‘ÖRGÜT’ DEMEYENLER ‘SOSYAL DEMOKRASİ’ DİYOR
Demokrasi, fikrin karşısına bağırarak, çağırarak, atarlanarak değil; fikrin karşısına fikirle karşılık vermektir. Demokrasi, özgüvendir. Özgüven de nereden gelir, biliyor musunuz? Söylediklerimizden gelmez. Özgüven, yaptıklarımızdan ve yapmadıklarımızdan gelir. Bütün konuşmacıların konuşmalarında çok hak verdiğim şeyler var. Çok katıldığım şeyler var. Katılmadığım şeyler de var ama hiç öfkelenmiyorum. Ancak böyle dinlemek sosyal demokrasiyi getirir. ‘Örgüt’ diyoruz, değil mi? ‘Koltuklar’ diyoruz, değil mi? Birinci dönemimde siyasi yasaklı değilken örgütün sesini, belediye başkanlığı ve meclis üyeliği sesini herkes kapalı kapılar ardında sizin dediğiniz şeyleri yapıyordu. Siz mağdur edilirken ‘Örgütün sesini duyuramadım’ diye istifa eden eski il başkanınız söylüyor. ‘Koltuklar’ diyoruz, değil mi? Koltuklar, koltuklar; 3, 4, 5 dönem koltuklar… Benim gibi en güçlü zamanında istifa eden varsa gelsin. Demokrasi budur. Söylediğiniz şeyi önce kendiniz yapacaktınız. Koltuktan vazgeçmiştim sizin için, o seçim zamanı yüzünüze bakılmayan sizin, o işsizken işe girmek için, yani neler yaptığınızı benim bildiğim hiçbir şey yapamadığım siz son bir aydır çok değerli oldunuz ya, sizin hakkınızı savunurken ‘örgüt’ demeyenler nerede? Gelmiş burada, ‘sosyal demokrasi’ diyor.
KADINLAR SUSSUN DİYE UĞRAŞANLAR VAR
(Salondan sloganlar yükseldi) Protestolar da çok kıymetli. Ben arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Henüz arkadaşlar protesto etmeden haber yapanlar hariç. Daha onlarla çok işimiz var. Eşitlik ve adalet ayrı şeylerdir. Burada çıktınız. Burada sevgili kadın delege arkadaşlarıma da sesleniyorum. Kadın-erkek eşitliği vesaire. Sizler bunu konuşurken ‘Listelerde kadınlar çizin, onu yazın’ diye şu anda iki tarafta da liste yapıyorlar. Tarihin ilk ötekisi kadınlar. Çıkıp ‘Biz de konuşalım’ dediklerinde siz erkekler, çok güzel konuşuyorsunuz ya, her şeyi çok biliyorsunuz, sosyal demokrasiyi kendiniz yaşıyorsunuz, değil mi? Yaptıklarınız, kadınlar konuşmadığı, konuşturulmadığı için. Çünkü kadınlar herkesle aynı şeyi söylemiyor. Çünkü kadınlar, doğru ya da yanlış ima etmiyor. İma siyasetini beceremiyor. Kadınlar net, kesin konuşuyor. O nedenle eşitlikçi bakış açısına sahip erkekler, içinizdeki Cumhuriyet Halk Partisi öyledir. Kadınları anlayabilir ama onun dışında kadınlar sussun diye uğraşanlarınız var.
KAYNAŞIN, BİRLİKTE SLOGAN ATIN
AKP yargısının cezalandırmasının bile içine koymadığı madde nedeniyle kadın kürsüde konuşmasın diye uğraşanlar var. Kimdir arkadaşlar? Hangi kadın hakları diyorsunuz? Bunları da unutmayın. Kadını özgürleştirirsek lafta değil, biz özgürleşeceğiz. Biz özgürleşeceğiz ama cümle içinde çok güzel geçiyor, ‘Kadınlara şu hakları da veriyoruz’. Sevgili kadın kardeşlerim, lütfen bu kürsülerde siz de çıkıp konuşun diye söz aldım. Bütün konuşmacıların fikirleri çok önemli. Hakikaten insanları etkilemek, yaftalamak kolay. Burası Cumhuriyet Halk Partisi. Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilkeleri, değerleri, teamülleri vardır. Cumhuriyet Halk Partisi ilkelerini önce kendi içimizde yaşayacağız. Yukarıda genç kardeşlerim var, görüyorum. Yaşı 50’nin üzerindekilerin sizi kutuplaştırmasına asla izin vermeyin. Şöyle bir kaynaşın, birlikte slogan atın. Hepiniz Cumhuriyet Halk Partisi’nin evlatlarısınız.
CANPOLAT’TAN İMAMOĞLU’NA SİYASİ NEZAKETSİZLİK
Özgür Çelik’in listesinde Ekrem İmamoğlu’nun ismi, kurultay delegesi olarak yer aldı. Ancak Cemal Canpolat’ın, İmamoğlu’nun adına kurultay delegesi listesinde yer vermediği öğrenildi.
Belediye başkanlarının ismi, her kurultayda listede yer alırken Canpolat’ın, İmamoğlu’nun adını geçirmemesi siyasi nezaketsizlik olarak yorumlandı.
İLK KONUŞMAYI ÖZGÜR ÇELİK YAPTI
“ÖZGÜR GELECEK, GENÇLİK ÖZGÜRLEŞECEK” SLOGANLARI
Partinin Gençlik Kolları üyeleri, salona “Özgür gelecek, gençlik özgürleşecek” ve “Güzel günler göreceğiz, güneşli günler” sloganlarıyla girdi.
Kura sonucuna göre CHP İstanbul İl Kongresi’nde ilk konuşmayı yapıyor:
“Bugün burada büyük bir demokrasi şöleni gerçekleştiriyoruz. Milli mücadeleyi gerçekleştiren devrimcilerin partisi CHP 100 yaşında, cumhuriyeti kurarak yurttaşlık deneyimini gerçekleştiren, bu toprakları çok partili hayatla tanıştıran, ülkemize sosyal demokrasiyi getiren partimiz 100 yaşında. Yaşasın Türkiye cumhuriyeti, yaşasın CHP yaşasın Mustafa kemal Atatürk. bizlere bu güzel cumhuriyeti armağan eden Mustafa kemal Atatürk başta olmak üzere tüm milli mücadele kahramanlarımızı saygı ve sevgiyle anıyorum. partimize emek harcayan tüm emekçilerimize sonsuz ve içten teşekkür ediyorum. 8 ekimde Ankara Bahçelievler’de katledilen tipli gençleri saygıyla anıyorum. tip in özgürlük yürüyüşünü selamlıyorum.
Partimiz bugünlerde içinde bulunduğu kongre ve kurultay süreçlerinden güçlenerek çıkmak zorunda. Ülkemiz her zamankinden daha çok partimize ihtiyaç duyuyor. Ülkenin içinde bulunduğu durumu uzun uzun anlatmaya niyetim yok çünkü bu durumu her gün tecrübe ediyoruz. genel seçimlerin bir umut kırılması yaşattığını biliyoruz. Seçmenimizde bir umut yorgunluğu var. Partimize umur bağlayan milyonlara özeleştiri vererek yeniden kucaklaşmamız gerektiğini biliyoruz. Bugün burada gerçekleştirdiğimiz kongremizi tarihi bir dönüm noktası olarak görüyorum. Bu kongre İstanbul örgütümüzü ayağa kaldıracak. İstanbul’dan yayılan umutla Türkiye’yi aydınlatacağız.
100 yıllık birikimimizle umudu yeniden yeşertecek inancımız ve bunu Türkiye’ye yayacak gücümüz var. Demokrasi özgürlük adalet özgür üniversiteler yoksulluk için biz varız. bu ülkenin kadınlarına çocuklarına yaşanılabilir bir hayat sunmak için biz varız. İstanbul vizyonumuzu anlatmak istiyorum. Partinin her kademesinde görev aldım partiyi makamdan değil sokaktan yönetme deneyimim var. Her şeyden önce gençliğimiz var.
İstanbul’u tek merkezden yönetmeyeceğiz, sadece il binasından yönetmeyeceğiz. Gölge meclisler yoluyla halkla bağımızı güçlendireceğiz. Divan kurulumuzu seçimle belirleyeceğiz. Sokak bazlı çalışmalar yapacağız. İstanbul’un her ilçesinde aynı çalışmayı uygulamayacağız ilçelere göre farklı farklı çalışmalar yapacağız. Çünkü Kadıköy ile Arnavutköy’ün Beşiktaş ile bağcıların gerçekliği aynı değil. İstanbul’da üye sayımızı beş yüz binin üzerine çıkartacağız.
Ben bu salona 26 ilçe başkanıyla girdim ama bu salondan 39 ilçe başkanıyla çıkacağım. İlçe başkanlarımız karar alma süreçlerinin öncüsü olacak. Gençlik ve kadın kollarımıza bütçe sağlayacağız. Tüzüğümüzde bulunan kotalardan kadınlar ve gençler meclis üyeliklerinde milletvekilliklerinde 15-20. sıralarda yazılıyor. Bir önceki kongrede yönetim kurulumuzun yarısı kadındı Bahçelievler en çok kadın meclis üyesi olan belediye.”
Örgüt yapımızı güçlendireceğiz. İki yılda 4 milyon seçmene doğrudan temas edeceğiz. 2 yılda 4 milyon seçmene doğrudan temas edeceğiz. Öncelikli hedef gruplarımız ekonomik krizden en fazla etkilenen ev kadınları, küskün seçmenler olacak. Yoksul mahalleler öncelikli hedef gruplarımız olacak.
Hedefimiz İstanbul Büyükşehir Belediyesini yeniden kazanmak. Görev süremiz boyunca hesap veren, katılımcı bir anlayış ortaya koyacağız. İl delegelerimizle 6 ayda bir toplantı yapacağız. İl delegelerimizle sürekli temas kuracağız. 6 ayda bir il başkanlarımızın faaliyetlerini örgütümüze sunacağımız büyük toplantılar yapacağız. 1. Yılımızda seçimsiz kongre gerçekleştireceğiz. Bütün örgütümüzün eleştiri ve değerlendirmelerini alacağız. Parti okulumuzla uyumlu çalışacağız. Panellerin, konferansların önünü açacağız. Deprem bilinçlendirme panelleri yapacağız. Ön seçimi hep birlikte savunacağız.
Sendikalarla, STK’lerle sürdürülebilir ilişkiler geliştireceğiz. Parti içi demokrasiyi güçlendireceğiz.
FATİH İLÇE BAŞKANLIĞI KARARINA TEPKİ
Fatih’in bugün yaşadığı mağduriyeti 2017’de yaşamış bir arkadaşınız olarak onları selamlıyorum. Değerli büyüğümüz Cemal Canpolat o günlerde il başkanıydı. Bir ilçenin kongreye sokulmamasından kaynaklı yaşadığı motivasyon eksikliği yaşadığını tahmin ediyorum. Asla moralinizi bozmayın. Fatih’i kazanacağız.
İlçelerimize eşit yaklaşacağız. Kongre hesaplarıyla değil, parti içi demokrasiyi güçlendirmek için mücadele edeceğiz.
Bu kongreyi birlik ve beraberlik içerisinde gerçekleştireceğiz. Eleştirilerimiz olacak. Ama bu salondan el ele kol kola çıkacağız.
25 yıllık kent alanına karşı İBB’nin verdiği büyük mücadeleyi bütün İstanbullularla paylaşacağız.
Kongre sürecinde çok şey konuşuldu. Ancak nezaketten hiç tavsiye vermedik. Zafere giden yolda her şey mubahtır demedik. Havuz medyasında hakkımda haberler yapıldı. Özgür Çelik’in açıklarını bulma ekibi kuruldu.
Geçmişimle onur ve gurur duyuyorum. Ailem burada. Ailemin huzurunda hepinize söz veriyorum. Doğruluktan, dürüstlükten ayrılmadan çalışmaya devam edeceğim.”
“ÖRGÜTTE KARŞILIĞI KALMAMIŞ BAZI YÖNETİCİLER”
Bizim kavgamız kendi yol arkadaşlarımızla değil, bu bozuk düzenle. Adaylık konusunu hep genel başkanımız üzerinden tartıştılar. Sokakta karşılığı kalmamış bazı yerel yöneticiler, örgütte karşılığı kalmamış bazı yöneticiler, bir grubu ötekileştireyim, genel başkan karşıtı ilan edeyim dedi. Bunu yanlış buluyor ve reddediyorum. O arkadaşlara yüzünüzü halka dönün diyorum.
Genel başkanımız, hepimizin genel başkanı. Genel merkezimiz hepimizin evi. Genel başkanımız için en çok çalışan arkadaşlarınızdan biriyim. 20 yıl sonra kitaplar genel başkanımızın adalet yürüyüşünü yazacak. Genel başkanımızı kongre tartışmalarının bir öznesi haline getirmeyi yanlış buluyorum.
SİYASİ NEZAKETSİZLİK
6 ay sonra seçime gideceğiz. Sayın Ekrem İmamoğlu’nun sadece bir listeye yazılmasını da siyasi nezaketsizlik olarak yorumluyorum.
İstanbul kongresini bu tartışmalardan uzak tutmak zorundayız. Genel başkanımız 2 adayı Ankara’ya çağırdı, ikimize de başarılar diledi. Bir gün sonra PM’de yaptığı konuşmada tarafsızlığını belirttiğini söyledi. Ancak bunu görmezden gelen arkadaşlarımız var.”
CEMAL CANPOLAT: “HİÇBİR BELEDİYE BAŞKANI LİSTEMDE YOK”
Çelik’in ardından kürsüye Cemal Canpolat geldi. Canpolat’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
“CHP’nin geleneklerinin her gün biraz daha tartışıldığı bir dönem yaşıyoruz. Sayın Canan Kaftancıoğlu’nun yuhalanması CHP geleneklerine uygun bir hareket değildir.
Bu parti için 9 buçuk yıl hapisle cezalandırılmış, kendi çocuklarının hedef haline geldiği Canan Kaftancıoğlu’nun burada talimatla yuhalatılmasını kınıyorum.
CHP’lilerin başka partilerin yanında işe girmesini içime sindiremiyorum. (İmamoğlu’na gönderme) Sadece CHP’lilerin ilçe, mahalle, delege seçimlerinde işe girdiğini sevinerek duyuyorum. Sadece CHP örgütü delegeleri, size oy versin diye işe aldığınız bir dönemi kabul edemiyorum. CHP’liler İYİ Parti üzerinden işe girme dönemi pazar gününden itibaren bitecektir.
Bizim ne yaptığımızı, nereden geldiğimizi İstanbul örgütü, gazi mahallesi biliyor, Küçükçekmece biliyor. Biz il başkanlığı yaptığımız dönemde, sokakta işçilerle emekçilerle beraber yaptık. Yarım bırakılan yürüyüşü tamamlamak için geliyorum. CHP delegeleri, işe girmekle, makam sahibi olmakla onurlarını haysiyetlerini satmayacaktır.
“HİÇBİR BELEDİYE BAŞKANI LİSTEMDE YOK, BEN LİSTEYE ÖRGÜTÜ KOYDUM”
(Ekrem İmamoğlu’nun listesinde olmamasına yanıt) Hiçbir belediye başkanı listemde yok ben listeye örgütü koydum. Bir kez daha söylüyorum, belediye başkanları kendi alanlarına çekileceklerdir. Kamucu, sosyal, solcu belediyecilik yapacaklardır. AKP’nin devşirme kadrolarıyla belediyecilik yapamazsınız.
Örgüt işlerinde taraf olursanız diğer tarafı karşınızda bulursunuz. Hiçbir belediye başkanı CHP örgütünü baskı altına alarak, kendi ilçe başkanınızı milletvekili adayı, il başkanı yapıyorsunuz. Kendinize il başkanı değil özel kalem müdürü seçiyorsunuz.
“SOLCU OLMAYANLAR BİLE DEVRİMCİLİKTEN BAHSEDİYOR”
Bu partinin bir çöpünü yedi diyenlerin alnını karışlarım. Biz konuşursak siz sokağa çıkamazsınız. Hayatında hiç devrimci mücadelenin içinde olmayan, solcu olmayanlar bile devrimcilikten bahsediyor, bu güzel bir olay. Benim listemde Gezi direnişinde ekmek almaya gittiğinde 14 yaşında öldürülen Berkin Elvan’ın babası var.
“İCAZETLE İL BAŞKANI ADAYI OLMADIK”
Bu toplum bedel ödüyor. Onların sırtında siyaset yapanlar, onları görmüyor. Benim listemde aynı gelenekten geldiğim, Deniz Gezmiş’in kardeşi Bora Gezmiş var. Biz el bebek gül bebek buraya gelmedik, icazetle il başkanı adayı olmadık, dişimizle tırnağımızla bugünlere geldik.
Örgütün aşağılarından bir talep olduğunu gördüm ve aday oldum. Son 20 yıldır bizi siyaset dışı tutup, genel başkanın etrafını örenler, bizi karşı gibi gösterip genel başkanın yanında yer aldılar. Milletvekili oldular, belediye başkanlarını belirlediler. Ben kazandığım parayla İstanbul il başkanı olduğumda İstanbul’un borcunu ödedim.”
CANPOLAT İBB’Yİ HEDEF ALDI, O SÖZLERİ AKP’LİLER PAYLAŞTI
Cemal Canpolat konuşmasında İBB’yi hedef alarak şunları söyledi:
“Belediye başkanı olduktan sonra CHP örgütünü dışarıda bırakmayı kabul edemiyorum. CHP’lilerin başka partiler üzerinden işe girmesini içime sindiremiyorum. CHP’lilerin sadece ilçe seçimlerinde işe girdiğini duyuyorum. Şimdi sadece CHP örgütü delegeleri, size oy vermek için işe aldığınız bir dönemi kabul edemiyorum.”
Bu sözleri alıntılayan AKP’li isimler, o videoyu paylaştı.
MEHMET TEVFİK GÖKSÜ: “PARTİ İÇİ ÇEKİŞME”
Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, o videoyu şu sözlerle alıntıladı:
“CHP İl Başkan Adayı, İBB Başkanının partizanlığını, liyakat yalanını ve delegelerin oylarını almak için İBB’de işe alınmasını tek tek ifşa etmiş. Bizim 5 yıldır anlattığımızı artık kendileri söylüyor. İstanbullular hizmet beklerken İstanbul’un kaynakları partizanlığa, parti içi çekişmelere harcandı.”
HACI YAKIŞIKLI: “KİRLİ DÖNEM”
Gazeteci Hacı Yakışıklı, Canpolat’ın sözlerini alıntılayarak şunları söyledi:
“Kirli bir dönem deşifre ediliyor, bizzat Öz CHP’liler tarafından.. CHP İstanbul İl Başkanı Adayı Cemal Canpolat; “CHP üyeliğinden istifa edip İyi Parti üzerinden (belediyede) işe girme dönemi bitecektir” diyor. İttifak ruhunun ne olduğu bir kez daha deklare edilmiş oldu!”
ZAFER ŞAHİN: “MEVZU BÜYÜK”
Gazeteci Zafer Şahin o sözleri alıntılayarak şunları söyledi:
“CHP’de genel merkezin il başkanı adayı özetle diyor ki: İBB’de işe girmek isteyen CHP’den istifa edip İyi Partiye geçmek zorunda kaldı! Belediye Başkanı sadece kongreyi almak için CHP delegelerine iş vaadinde bulundu. Pazartesiden itibaren İmamoğlu sadece kendi alanında konuşacak, görüntü verecek! Bu kongreyi kim alırsa alsın kavga bitmez. Hatta daha da alevlenir. Mevzu büyük…”
OYLAMA SÜRÜYOR
İki adayın da konuşmalarının bitmesinin ardından oylama başladı.
EKREM İMAMOĞLU’NDAN CANPOLAT’A YANIT: “YALANLARINDA BOĞULSUNLAR”
Ekrem İmamoğlu, Canpolat’ın iddialarına “Çok çirkinleştirdiler, çok yalan konuştular. O yalanlarında boğulsunlar, ama biz tertemiz yürüyeceğiz” şeklinde yanıt verdi.
CHP İSTANBUL İL KURULTAYI SONA ERDİ
‘DEĞİŞİM’ KAZANDI
CHP İstanbul İl Kurultayı’nda sayım işlemi sona erdi. Buna göre değişim isteyenlerin adayı olarak gösterilen Özgür Çelik seçimi kazandı.
Özgür Çelik 342
Cemal Canpolat 310
Ayrıntılar geliyor…