78 cana bedel 54 dakika! Her şey bacadaki alevle mi başladı? Faciayı büyüten ‘vernik’ etkisi

“`html

Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – 22 Aralık gecesi Bolu’daki Kartalkaya Kayak Merkezi’nde, Grand Kartal Otel’de meydana gelen korkunç yangının ardından 48 saat geçmişti. Bu trajik olayda hayatını kaybedenlerin sayısı 78’e ulaşırken, acının derinliği kelimelerle ifade edilemeyecek bir hale geldi. Cenazeler teslim edilmekte, gözyaşlarıyla toprak ıslanıyordu. Yangının sebeplerini aydınlatmak için yürütülen araştırmalar tüm hızıyla devam etmekteydi. Yangının nedenlerini öğrenmeye yönelik sorular her geçen an artarken, Grand Kartal Oteli’ni saran facianın detayları da gün yüzüne çıkıyordu. Yangının kaynağı ne, sorumlusu kim? Alınması gereken önlemler nelerdi, neler ihmal edilmişti? Soru ve cevaplar arasında kaybolan pek çok insana yanıt bulmak kolay olmuyordu. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Afet Eğitimi ve Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Prof. Dr. Afşin Ahmet Kaya ile Sakarya Üniversitesi Yangın Güvenliği ve Yangın Anabilim Dalı Başkanı Yangın Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hakan Serhad Soyhan, konuyla ilgili merak edilen detayları Milliyet.com.tr’ye aktardı.

Yangın anı

2007’DEKİ BELGENİN 2025 İLE KARŞILAŞTIRMASI

78 insanın hayatını kaybettiği yangın sonrası otelin itfaiye tarafından onaylanan iki belgesi gün yüzüne çıktı. Bu belgelerin biri 2007’ye, diğeri ise 2025’e aitti. 2025’de düzenlenen belgede sadece otele ait bir kafeye onay verilmişken, 2007 tarihli belgede otelin yangın söndürme ekipmanlarının tam olduğuna dair dört madde şartına vurgu yapılıyordu. Prof. Dr. Hakan Serhad Soyhan, bu belgelerin anlamını ve neden 2025 tarihli belgede yalnızca kafe bölümünün onaylandığını şöyle dile getirdi:

“2007’deki belge, otelin inşaatına verilen genel izin belgesidir. 2025’te çıkan belge ise, otelin restoranını işleten ayrı bir işletme için verilmiştir. Yaklaşık 20 gün önce düzenlenen, itfaiyenin yeni yönetmeliklerine göre uygunluk belgesi olarak tanımlanmış. Ancak sadece kafe ve mutfak alanını kapsamaktadır. Başka alanların durumu incelenmemiştir. Bu otelin neredeyse benzeri Kartepe’de de bulunmakta. Binaların yapısı, boyutları neredeyse aynı denilebilir. Yangın yönetmeliğinin ilk çıktığı yıl olan 2007, bugünkü kadar yeterli değildi. Zamanla iyileştirildi, 2025’e kadar daha gelişmiş normlara ulaşıldı. Muhtemelen bu otel, yangın merdiveni ile ruhsat alamazdı. Bilinçli olarak bu ikinci raporu yalnızca mutfak için istemişlerdi. İtfaiyenin proje inceleme yetkilerinin kısıtlanması, yangın güvenliği açısından kritik hataların gözden kaçmasına yol açıyor. Bu yetkinin geri verilmesi veya daha etkin bir denetim süreci oluşturulması şart.”

Yangın sonrası

78 CAN, 54 DAKİKA!

Bolu’daki felaketin aydınlatılması adına sorulan önemli bir soru ise yangının nasıl ve neden meydana geldiğiydi. Tamamı kül olan ve ağır hasar gören otelin detaylı incelenmesi gerektiydi. Yangınların çıkış sebepleri arasında en sık rastlanan nedenlerin başında elektrik kontağının yer aldığı bildiriliyor. Ancak mutfakta başladığı düşünülen yangının, ‘yağ yangını’ ya da ‘davlumbaz-baca yangını’ olabileceği de konuşuluyordu. Otelin en fazla zarar gören bölümü, müdahale edilemeyen arka cephesi olmuştu. İtfaiye ekipleri, olay yerine yangının 54’üncü dakikasında ulaşabildi. Prof. Dr. Hakan Serhad Soyhan, itfaiye ekiplerinin kısa sürede ulaşmasının gerçekçi olmadığını belirtirken: “İtfaiye personelinin ifadesine göre, lobi ve mutfak arka arkayaymış. Lobinin hemen arkasında restoran yer almakta. Yangına müdahale eden arkadaşlar bize bu konuda bilgi verdiler.” Prof. Dr. Soyhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Günümüzde yeni sistemler, insan müdahalesine gerek kalmadan yangın söndürmeyi sağlıyor. Sensörler mevcut; duman algılandığında otomatik yangın söndürme sistemleri devreye giriyor. Merkezden uzakta olan bir noktaya itfaiye ekiplerinin 5 dakikada ulaşması pek mümkün değil. Ama diğer itfaiyeler bu konuda ne yapıyor? Sakarya İtfaiyesi, risk değerlendirmesi yaparak zor bölgeler için ekip yerleştiriyor. Yangın konusunda güçlü önlemler alarak, şehir merkezine yakın müfreze kurma gerekliliği oldukça önemli. Bolu’da yangın edilen otele 1 saatte ulaşılması, arazinin yapısından dolayı beklenen bir durumdu. Eğer otellere yakın bir müfreze kurulsaydı, itfaiye 5 dakikada ulaşabilirdi.”

Yangın sonrası

ÇATI VE BACADAKİ İPUCU! SORUMSUZ KİM?

Prof. Dr. Hakan Serhad Soyhan, yangın çıkış nedenleri ile ilgili farklı ihtimalleri değerlendirdi. ‘En yüksek ihtimal’ olarak nitelendirdiği davlumbaz yangınına dair, “Yangının davlumbazdan tırmanmasının olasılığı en yüksek. Yangın hızla çatıya yayıldı ve davlumbazdan çıkan baca doğrudan çatıya ulaştı.” dedi. Ancak mevcut yönetmeliklere göre davlumbazın bacasının ayrı olması gerektiği belirtiliyor. Ayrıca, üst katlarda meydana gelen daha fazla hasarın baca nedeniyle olduğu açıkça görülmekte. Prof. Dr. Soyhan, bu durumda otelin denetim sorumluları ve itfaiye raporları arasındaki tartışmaları gözler önüne serdi.

“Belediyenin sorumluluğu, büyükşehir olmadığı için mücavir alan sınırları içerisinde kalıyor. Ancak itfaiye raporlarında belediyenin adı geçiyor. Bu da belediyenin sorumluluğu üstlendiğini gösteriyor.” – Prof. Dr. Hakan Serhad Soyhan

Yangının söndürülmesi için gereken acil durum sistemleri otel içinde yeterli miydi? Ne gibi eksiklikler vardı ve yapının bütünlüğü bozulmadan yangına hazırlık sağlamak mümkün müydü? Bu sorulara yönelik yanıtlarını Prof. Dr. Hakan Serhad Soyhan şöyle sundu:

“Dumanın dışarı atılması gerekiyor. Yangın anında dumanın emilmesi ve dışarıya atılması için sistem bulunması şart. Ancak eski bir otel olması sebebiyle, böyle bir sistemin bulunması oldukça zor. Ayrıca insanların kaçabilecekleri çıkış yollarının, ışıklı yollarla veya fosforlu işaretlerle belirlenmesi gerekli. Bilgi eksikliği olsun, alarm sistemlerinin çalışmaması gibi durumlar yaşandı. Eski binalara yangın söndürme sistemleri eklenmesi oldukça kolaydır, yapıya zarar vermeden montaj yapılabilir.”

Yangın sonrası

‘VERNİK HIZLANDIRIYOR, BOYA YAVAŞLATIYOR’

Bolu’daki yangın, bir felaket halini almış ve evlerini terk edemeyen 78 kişi hayatını kaybetmişti. Yangının oluştuğu otelin, itfaiyeden oldukça uzakta olması, müdahale süresini olumsuz etkilemişti. Ayrıca, ahşap kaplamaların iç ve dış yüzeylerde yoğun kullanımı, yangının hızla yayılmasına yol açan bir faktör olmuştu. Prof. Dr. Afşin Ahmet Kaya, dış etmenlere karşı korunması amacıyla ahşapların verniklenerek daha dayanıklı hale getirildiğini ifade etti. Ancak vernik, yangının yayılmasını hızlandırabilecek bir etken olarak ortaya çıkıyor. Prof. Dr. Kaya, ahşabın daha görünüş açısından itinalı olmasının yanı sıra alevlere dayanıklı olması için başka alternatif malzemelerin de kullanılabileceği bilgisini verdi. Böylece, alevlerin hızla yayılmasına neden olabilecek vernik yerine ‘intumesan boya’ tercih edilebilirdi.

Prof. Dr. Afşin Ahmet Kaya, genişleyen boya olarak bilinen bu tür boyanın, yangın durumunda koruma sağlama işlevine dikkat çekerek, otelin dış cephesinin ahşap kaplanmasının yangının yayılmasında 54 dakika içinde etkili olduğunu belirtti. Bunun yerine kabaran boyaların kullanılması, yangının yayılma sürecini uzatarak kurtulmaya çalışanlara zaman tanıyabilirdi.

İntumesan boyalar, yangın yönetmeliklerine uygun hale getirilmek amacıyla yanıcı malzemelere uygulanabilen bir formüldür. Isınarak şişen bu boya, 120 derecede devreye girer ve ahşap yüzeylerin dayanıklılığı açısından kritik bir öneme sahiptir. Yangın yönetmeliklerinde belirtilen standartlara göre, ahşap alt tabakalar bu kabaran boyalar ile kaplandığında yangının etkilerine karşı yapı koruması sağlanmış olur.

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir